Bu Blogda Ara

28 Mayıs 2013 Salı

Mısır Çarşısı

    Zamanında Eminönü benim için sadece balık -ekmek yenen (yada kılçık ekmek yenen de olabilir.),karşıya geçerken vapur için kullandığım bir yerdi.Ta kii takıcıları,boncukçuları keşfedene kadar. :) Artık en sevdiğim ,en uğrak yerlerimden biri oldu.
    İşte oralara giderken geçtiğim yer Mısır Çarşısı benim eski "Eminönü'm" oldu. Hedefe giderken kullandığım köprü olmuştu kısacası:)
   Ama geçen gün gittiğimde Mısır Çarşısı'nı, şöyle bir kafamı kaldırıp geziyim dedim. İyiki de kaldırmışım,neler var neler:)
  Önce hikayesini dinledim,sonra birde lokumcuya göz atayım dedim , benim midede sevince orayı biraz vakit geçirdik:)
  Oraları gidin, görün Lokum diyarından gelen biri olarak da oradaki bütün lokumları yiyin derim ben:)) 
 (Ama Afyon Lokumu tabi bir başka:) )

Benim İstanbul'um

İstanbul..
Her güzelliğin içinde barındıran şehir.Ben kadar İstanbul aşığı, biri yoktur herhalde.Deniz bile ayrı yakışıyor İstanbul'a.
Saatlerce denizin karşısında hiçbir şey yapmadan oturabilirim, hiç yorulmadan karış karış her bir köşesini keşfetmek için dolaşabilirim..:)
Gittiğim heryerde,baktığım herşeyde sanki ayrı hikayeler var...Bazen soğuğunda,bazen sıcağında,bazen sessizliğinde,bazen gürültüsünde bu yüzden sanırım kendimi buluyorum.
İçimi hep ısıtan,en mutsuz anımda bile iyi ki buradayım dedirten İstanbul'um dan hiç gitmemek ümidiyle..:)

25 Mayıs 2013 Cumartesi

Geç kaldım..

   Evet günlerdir giremiyorum internete,yazmaya geç kaldım.Geç kalktım,güne başlamaya geç kaldım..Çünkü hep bi koşuşturma içindeyiz.

   Arada mola verip etrafınıza bakın.
Yapmak istediklerinizi ertelemeyin,söylemek istediklerinizi içinizde biriktirmeyin,gitmek istediğiniz yerlere gidin..

  Hadi daha ne duruyosunuzz? Harekete geçin,zaman akıp gidiyor..


  Hayatımıza da geç kalmayalım. :)

21 Mayıs 2013 Salı

19 Mayıs 2013 Pazar

Bir bakışa her şey sığar mı?


 Aşk-ı Memnu 'nun finalinde Bihter-Behlül çiftine ağlayan bi ben değilimdir heralde dimi?Sizde ağladınız biliyorum:) İşte onları solda bırakan bi video keşfetmiştim zamanında. Ulay ve Abramovic çifti,üstelik bunlar gerçek.Zaten içinize işlemesindeki sebepte bu. Biraz bahsetmek istiyorum.

     Abramovic bir beden sanatçısıdır. Kendini parçalara ayırmış, kırbaçlamış, buz kütleleri üzerinde vücudunu dondurmuş, psikoaktif ürünler ve hafıza kaybına uğramasına yol açan kas kontrol ürünleri almışve daha bu gibi aklını uçurduğunu düşündüğümüz sayısız ilginç gösterilere imza atmış. Daha sonra hayatının aşkı Ulay'la tanışmış.Bu gösterilerden birkaçını Ulay'la denemiş ve onunla yola devam etmiştir.Ancak bazı nedenlerden dolayı 1989 yılında ayrılma kararı almışlar.
     Çin Seddi'nin bir ucundan Abramovic diğer ucundan Ulay yola çıkmış.Tam ortada buluşup birbirlerine son kez sarılarak vedalaşmışlar.


     2010'da Marina Abramovic Moma'da bir retrospektif sergi açar. Serginin bölümlerinden birinde, Abramovic bir sandalyede otururken masanın diğer tarafındaki sandalyede de tanımadığı kişiler 1 dakika boyunca oturur, konuşmanın olmadığı, sessizliğin paylaşıldığı bir oturuştur bu. Ancak birden Abramovic'in hiç beklemediği bir şey olur ve karşısındaki sandalyeye tam 21 yıl sonra büyük aşkı olan Ulay gelip oturur...




19 MAYIS..!

  "Beni görmek demek behemahal yüzümü görmek demek değildir.Benim fikirlerimi ,benim duygularımı anlıyorsanız ve hissediyorsanız bu kafidir."

            Mustafa Kemal ATATÜRK



     Unutturmaya çalışanlara inat, her zaman Mustafa Kemal'i anıp, onun değerlerine sahip çıkacağız. Çünkü biz Atatürk'ün cocuklarıyız.19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı'mız kutlu olsun.

Neden?

       Ömrümüze sığmayacak kadar cook hayallerimiz var..Hayal kurmak öyle masraf gerektirmeyen,masum küçük dileklerden ibaret.. O dünyada tek başınasın yada istediğin kişinin yanındasın.. Olmasını istediğin her şey göz kapaklarının altında aslında..Sınırlar yok , hüzünler yok,özlemler yok...
        Peki hayal kurmak bu kadar masumken ,bedavayken; hayallerimiz yıkılınca neden bedeller öderiz?
İçimizde hep bi acı , ince bi sızı kalır."Zaten olmazdı da.."diye başlayan cümleler kurmaya başlarız.Hani somuttur ya hani hayaldir ya o, var olmayan şeyler gerçekleşmez ki diye aslında kendimizden kaçmaya başlarız,kendimizi avuturuz.
       Sonra bi bakmışız ki gözler uzaklarda, içimizde girdaplar oluşmuş, "Neden?" sorusunun içinde kaybolmuşuz..

17 Mayıs 2013 Cuma

Kapılaaar açılsınn..!

Hayatımız biraz resim ,biraz film ,biraz mizah ,biraz aşk,biraz kavga.. gibi bir sürü birazlardan oluşmuyor mu?
Benim hayal dünyamda da bu birazları adeta bir bilgisayar işleyişi gibi “Ctrl+A” ile seçiyorum ve hayatıma copy-paste yapıyorum.
Bu blogta eminim sizde kendinizden bir şeyler bulacaksınız.Kimi zaman tebessümle,kimi zaman hüzünle belki de kimi zaman bu bunu niye yazmış ki düşüncesiyle…
Olsun ben yine de yazarım :P
Cok fazla birazlara girmeden tekrarlara girmeden ufaktan başlayayım ben,

Dünyamaaa hoşgeldinizz o zaman..! :)